Başka bir ifadeyle küresel sıcaklık artışını kontrol altında tutmak için 2050 yılına kadar birincil enerji üretiminin karbon içermeyen bir dönüşüme geçmesi ve 2030 yılına kadar tüm sektörlerde fosil yakıtlara olan bağımlılığın azaltılmasına yönelik çabalara odaklanılması gerekmektedir. Bu çerçevede, başlangıçta öncelik verilmesi gereken önemli adımlardan birisi, karbon yutaklarından olan ormanların korunması ve ormansızlaşmanın durdurulmasıdır. Zorunlu bir adım olarak ise küresel emisyonlara en büyük katkıyı yapan kömürü acilen ortadan kaldırmamız gerekmektedir. Anlaşmanın amacı sera gazı emisyonlarını azaltmak ve küresel sıcaklık artışını kontrol altında tutmaktır. Belirlenen bu hedef, küresel sera gazı salımını 2030’a kadar 2010 yılı seviyesinin yarısının altına çekerek ve gezegeni 2050 yılına kadar net sıfır emisyon hedefine getirerek ulaşılabilir (IPCC, 2018). Anlaşma ile hedeflenen, sıcaklık artışını, 1,5 °C ile sınırlamaktır. Akbelen ormanlarında gerçekleşen kömür karşıtı eylemler ve bu alana yönelik alınan politik kararlar, Türkiye’nin net sıfır emisyon hedefine karşı duruşuna yönelik en belirgin örneği teşkil ediyor. 1,5°C ile sınırlı tutulması hedeflenen sıcaklık artışları için, küresel enerji üretiminde kömürün payının 2030 yılına kadar 2010 seviyesinin %80’inin altına indirilmesi gereklidir. Kömürün kullanımının hızla azaltılması, küresel sıcaklık artışını kontrol altında tutmak ve daha yaşanabilir bir dünya yaratmak için elzemdir. 2021 yılında bu vurgu, BM İklim Değişikliği Konferansı’nda (COP 26) kapsamlı bir şekilde ele alınmıştır. Konferansta İngiltere, Polonya, Vietnam ve Şili gibi kömürü yoğun olarak kullanan. Bu acil önlem, iklim değişikliğiyle mücadelede ve çevresel sürdürülebilirliği sağlamada kritik bir öneme sahiptir. 2015 yılında kabul edilen Paris Anlaşması, küresel iklim değişikliğiyle mücadele etmek amacıyla uluslararası arenada alınan önemli bir karardır. Başka bir ifadeyle bu durum, 2040 yılına kadar kömür kullanımından tamamen vazgeçilmesi anlamına gelmektedir (Climate Analytics, 2019).
1,5°C ile sınırlı tutulması hedeflenen sıcaklık artışları için, küresel enerji üretiminde kömürün payının 2030 yılına kadar 2010 seviyesinin %80’inin altına indirilmesi gereklidir. Anlaşmanın amacı sera gazı emisyonlarını azaltmak ve küresel sıcaklık artışını kontrol altında tutmaktır. Bu acil önlem, iklim değişikliğiyle mücadelede ve çevresel sürdürülebilirliği sağlamada kritik bir öneme sahiptir. 2021 yılında bu vurgu, BM İklim Değişikliği Konferansı’nda (COP 26) kapsamlı bir şekilde ele alınmıştır. Zorunlu bir adım olarak ise küresel emisyonlara en büyük katkıyı yapan kömürü acilen ortadan kaldırmamız gerekmektedir. Bu çerçevede, başlangıçta öncelik verilmesi gereken önemli adımlardan birisi, karbon yutaklarından olan ormanların korunması ve ormansızlaşmanın durdurulmasıdır. Akbelen ormanlarında gerçekleşen kömür karşıtı eylemler ve bu alana yönelik alınan politik kararlar, Türkiye’nin net sıfır emisyon hedefine karşı duruşuna yönelik en belirgin örneği teşkil ediyor. Belirlenen bu hedef, küresel sera gazı salımını 2030’a kadar 2010 yılı seviyesinin yarısının altına çekerek ve gezegeni 2050 yılına kadar net sıfır emisyon hedefine getirerek ulaşılabilir (IPCC, 2018). Başka bir ifadeyle küresel sıcaklık artışını kontrol altında tutmak için 2050 yılına kadar birincil enerji üretiminin karbon içermeyen bir dönüşüme geçmesi ve 2030 yılına kadar tüm sektörlerde fosil yakıtlara olan bağımlılığın azaltılmasına yönelik çabalara odaklanılması gerekmektedir. Anlaşma ile hedeflenen, sıcaklık artışını, 1,5 °C ile sınırlamaktır. Başka bir ifadeyle bu durum, 2040 yılına kadar kömür kullanımından tamamen vazgeçilmesi anlamına gelmektedir (Climate Analytics, 2019). Kömürün kullanımının hızla azaltılması, küresel sıcaklık artışını kontrol altında tutmak ve daha yaşanabilir bir dünya yaratmak için elzemdir. Konferansta İngiltere, Polonya, Vietnam ve Şili gibi kömürü yoğun olarak kullanan. 2015 yılında kabul edilen Paris Anlaşması, küresel iklim değişikliğiyle mücadele etmek amacıyla uluslararası arenada alınan önemli bir karardır.